Mittwoch, 16. September 2009

Spruch des Tages...



Life is a challenge. Be prepared for it. But never give up and keep on living your dreams!

Freitag, 11. September 2009

Paris Paris.....

Bonjour sevgili arkadaslar.. uzun süre oldu sizleri yanliz biraktim ama bu aralar okadar yogundum ki sizlere anlatamam..tabiki bu özür olarak gecerli olmamali ama nazimin gectigine inaniyorum... :)
Simdi kiminiz soruyordur neler yapti bu sürede diye... eveeet.. neler yaptim???

Iki günlük bir Paris gezisine ciktim... Hem is hem birazda gezme oldu benim icin. Bir Toplantiya katildim ve sonrasinda kalan vaktim ile Parisi gezmeye calistim..en azindan görülmesi gereken birkac yeri gezdim.

Bu benim ilk Paris ziyaretimdi..Tren ile gittim. Maglum, Avrupa´nin göbeginde yasadigimiz icin hizli tren ile 3,5 saatte Paris´e vardim. Evet dakika bir gol bir.. Taksiye bindim ve Avenue des Champs-Élysées ye gitmesini söyledim.. en güzeli ise, ingilizce konustum ve taksici suratima bakiyor ;) sonra 4 yil aldigim fransizca egitimi beynimde start ettim ve cat pat fransizca oraya gitmesini rica ettim.

Otelim Parisin en güzel semtindeydi.. Champs-Élysées de (Avenue des Champs-Elysees olarak veya kısaca "Les Champs" olarak biliniyor, dünyanın büyük bulvarlar icinde. Hatta
19.Yüzyilda 8. Arrondisement kentinin kuzeybati kesimine Parisin varlikli nüfusu yerlesmislerdir.

2 saat toplantidan sonra kendimi Parisin sokaklarina attim... ilk önce Champs-Élysées caddesini gezdim.., Cafeler. restorantlar... magazalar... ve en güzeli birbirinden degisik ve $Ik insanlar...

Cok acikmistim bir Restoranta girdim. Fouquet's isminde, megerse orasida ünlü aktör "Alain Delon´un" ortak oldugu ve tüm Filmyildizlarinin bulustugu restorantmis, yani Paris´e giderseniz aklinizda bulunsun..:)

Disarida oturma yerleride vardi, insanlari izledim.. cok ilginc olan, her insanin kendine öz bir tarzi vardi. Kimi business giyinmisti, kimi spor, kimi sala$ ama en cok dikkatimi ceken, insalarin kendine olan özgüveniydi.

Yani almanyada yasiyan bayanlardan cok farkli giyim tarzlari vardi, Türkiye´deki bayanlardan da farkli. Cok hosuma gitti. cünkü burada insanlar rahat ettikleri ve sevdikleri bir sekilde geziyorlar.
Evet, Almanya´da yokmu, tabiki var herkes kendine öz tarzi ile geziyor ama orada herkes yakistirmisti yani belki modanin sehri diye, bilemicegim ama Istanbul ile karsilastirir isem.. hemen hemen ayni yani Paris - Istanbul... burada demek istedigim, biz Türkler daima yurtdisini övüyoruz ama aslinda bizler onlar kadar kaliteli ve basariliyiz. Bizlerde zevkli insanlariz giyime kusama önem veriyoruz Bizlerde gösterisli olmayi seviyoruz ve bu konuda Tekstilde bir cok ilklere imza attigimiza inaniyoum.. ama kisa kesiyim bunlar derin ve ince konular.. :)


Birde resimde gördügünüz gibi, en büyük Loui Vuitton magazalarindan biri Parisin göbeginde , en komigi de cinliler hep Parise gelince "Louis Vuitton" dan alsiveris yapiyorlarmis cünkü onlara Louis Vuitton cok sans getirdigine inaniyorlarmis.. cok ilginc degilmi..:)

Bence insanoglu modayi elbette takip etmeli ama moda nedir? Bana sorarsaniz, moda insana yakisandir. Moda - her sezon moda olan veya cok satiyor diye bende alim demek degildir. Moda - üzerinde güzel tasidigin giyisidir. Herkes bir mini etek tasiyamaz herkese dar pantolon da yakismaz ...

Modanin kalitesi önemlimi?- evet.. peki baska neyi ? hesapli olmasi , baska? bence kendini nasil ifade etmek istiyorsan onu giyiminde secmelisin. Bir cok insanimiz bunu bilmiyor.. ama bilmemek suc degil, ögrenmek ve istemek önemli... kimi insan dergilere bakar .. ve oradan modayi takip eder, bazisi arkadas cevresinden gördügünü alir taklit eder, oda güzel ama düsünmeliyizki moda üzerimizde güzel duran ve insani alimli ve hos yapandir. Arkadasimda dar pantolon gördüm cok hos duruyordu ama ben alinca bende hos durmadi ama onda var diye bende aldim .. yanlis!

Her insanin fizigi farklidir, karakteri farklidir ruhunuzdaki insani rahat ettiginiz giyisi ile sunabilirsiniz ancak..

Inanmicaksiniz belki ama ben hic bir magazin dergisini alip, aa su ne giymis bu ne giymis dememisimdir.. daima kendi tarzimi yaratmisimdir ve saniyorumki bu yüzdende kendime has bir tarzim olustu. Yani Pazardanda giyim almisimdir, eski bluzumda degisiklik yapmisimdir veya kendime birseyler diktigim bile olmustur.

Yani uzun lafin kisasi Moda insana yakisandir ! Emin olun gercektende odur. Sizi mutlu eden ve ruhunuzu disariya yansitandir.

Gelelim gördügüm güzelliklere. Parise gelipte Eifel kulesini görmeden olurmu .. olmaz! ;) orasinin gece güzel oldugunu söylediler ve bu deyime katilip sizlere resim cekerek o atmosferi hissetirmek istedim. Ayrica "Arc de Triomphe" altinda bir fotograf cektim sizler icin.

Bu iki günde ancak bu kadar gezebildim. Hem is hem gezi olmuyor yani anlicaginiz Parisi henüz tam gezemedim ama en kisa zamanda bunu tekrarlamak istiyorum ozaman sizlere daha fazla anlatacagim sevgili arkadaslar..

Sizlere bol günesli güzel bir haftasonu diliyorum.. ve unutmayin her insan güzeldir sirf onu disari yansitmasi önemlidir ...

Sevgiler

Nejla

Sonntag, 6. September 2009

Paris: Isch gomme!!!



Bon jour meine lieben Freunde,


ja es stimmt, es ist etwas Zeit vergangen, viel zuviel der guten Zeit, wenn ich an meinen letzten Post denke, aber ich hatte zutun, viel zutun, auch wenn dies keine Ausrede sein darf, wenn es darum geht meine geneigte Zuhörerschaft mit den neuesten Erlebnissen aus meinem Leben zu beglücken:-)



Madame et Monsieur, ich bitte um Ihre hochgeschätzte Aufmerksamkeit: "Mademoiselle Nejla, Ihres Zeichens aufstrebender Star in die Riege weltweit bekannter TOP DESIGNER, hat die Rufe der MODEMETROPOLE PARIS erhört und folgt selbiger bereits in zwei Tagen, indem sie sich per Zug aufmachen wird, um im Mekka aller modischer Genesis, dem Eldorado aller textilen Glückseligkeit den dortigen Esprit aufsaugen vermag, ihre eigenen Ideen damit synergetisch verbinden lassen wird, um im Resultat ein formidables Ergebnis ihrer eigenen ersten Kollektion der Weltöffentlichkeit zu präsentieren!"



Um es ein wenig unaufgeregter zu sagen: Ich werde mich zum ersten Mal nach Paris begeben, um mich vom Flair dieser tollen Stadt begeistern aber auch inspirieren zu lassen:-)

Die letzten Wochen habe ich gefeihlt an den letzten Details meiner ersten Kollektion und dachte mir, dass ein Besuch in Paris sozusagen ein abrundender Abschluss sein könnte, bevor es dann in die entgültige produktive Umsetzung geht.



Ich war noch nie in der Stadt der Liebe, der Mode, des Weins und sonstiger kulinarischer Genüsse und bin bereits recht aufgeregt ob der Eindrücke die mich dort erwarten werden.



Selbstverständlich wird es mich in die berühmt berüchtigten Strassen des Montmartre ebenso wie in die Shopping Tempel ziehen und auch dem Eifelturm einen kleinen Besuch abzustatten ist wohl Pflicht eines jeden Besuchers.


Eins verspreche ich euch: Ich werde berichten, mit Bildern, Prosa und sicherlich interessanten und spannenden Geschichten. Schon in wenigenTagen werdet ihr es an dieser Stelle erfahren.

Bis dahin einen guten Start in die neue Woche.



Paris: ISCH GOMME:-)
Eure


Nejla